15 Ocak 2016 Cuma

AZRAİL'LE KAVGA



İstiklal'de bir ara ud, şimdilerde ney çalarak para kazanmaya çalışırken sürekli içip ara sıra öfkeli haykırışlar patlatıyordu. Öğlen vakti, birinin dibi gözüktü gözükecek 3 şişe şarap diziliydi önünde. “Sağ kulağımda sanki güvercin yuva yapmış” deyip duruyordu. Neden diye sorduğumda, kıstığı sesiyle “Ecel ecel...” derken gözlerini bana çevirdi. Arada öfke dolu bakışlarını göğe dikip mırıldanırmışçasına kıpırdayan dudakları, biriyle büyük kavgasını sürdürdüğünü gösteriyordu. Öfkeyle sessizce söylenmesi sona erince dudakları birleşip alt dişleri üsttekileri içine alarak kenetleniyor, çarpılan çenesi sola yatarak uzarken çakmak çakmak gözleri geriliyordu. Mırıldanır gibi öfkeyle kıpırdayan dudaklarıyla için için söylenmek yerine İstiklal Cadde’sini inletmemesinin nedeninin, çekeceği tepki yüzünden alabileceği paralardan olacağı korkusu olduğu öylesine açıktı ki. Tavırlarından, kimseden korkusu kalmadığı sonucuna varmak kolaydı. Oysa tek korkusu vardı; içki alacak para bulamama korkusu.